Doğum sonrası ilk 18 ay içinde olgunlaşan işitme yolları, gelişmeleri için işitsel uyarıya gereksinim duyarlar. Ayrıca anadilin öğrenilmesi ve konuşma becerilerimim gelişimi açısından işitme çok önemli bir rol oynamaktadır. İşitme duyusundaki sorunlar dil ve konuşma gelişiminde gecikme ve sorunlara yol açabilir. Erken yakalanabilirse pek çok durumda tam bir tedavisi olabildiği ve bu şekilde olası dil/konuşma sorunlarına yol açan çeşitli nedenler arasında en başta düşünülmesi gerekmektedir. Dil ve diğer bilişsel yetilerin gelişimi üzerindeki ciddi etkisinden dolayı çocuklarda işitme sorunları hafif derecede bile olsa büyük önem taşır. Her 750 çocuktan 1 inde dil, psikososyal ve akademik gelişmeyi etkileyecek düzeyde kalıcı işitme sorunları sonucunda olduğu karşımıza çıkmaktadır. İşitme sorunlarında dil/konuşma gelişimine bakıldığında bu sorunlar birincil ve ikincil olarak ikiye ayrılmaktadır. Birincil sorunlar işitsel algılamanın bozulmasına bağlı olanlardır; ikincil sorunlar ise ifadeye yönelik olarak açığa çıkmaktadır.
Total ve ileri derecede işitme kaybında birincil ve ikincil belirtilerin nasıl bir dizge oluşturacağı işitme kaybının ne zaman olduğuna, işitme kaybının tipi ve derecesine, hastanın zeka ve motivasyonuna, çevresindeki konuşma ortamının niteliğine, konuşmayı öğrenmesi için kullanması gereken yönteme göre değişir. İkincil sorunlar çocuğun hiç konuşamamasından bozuk konuşmasına kadar geniş bir yelpaze içinde yer almaktadır. Bu sorunların bir kısmı konuşurken kendi konuşmasını duyamamasından kaynaklanmaktadır. İşitme kaybına ve derecesine bağlı dil ve konuşma gecikmesi, konuşma sesi bozuklukları sıklıkla karşılaşılan problemlerdir. Bu yüzden, konuşması gecikmiş tüm çocuklarda ayrıntılı işitme muayenesi yapılmalıdır; çünkü erken dönemde saptanan işitme sorunları tedavi edilirek ve gerektiğinde cihaz kullanımına yönlendirme yaparak işitme sorununa bağlı konuşma bozukluğu da önlenmiş olur.
Copyright © 2021 Limonist Tüm hakları saklıdır.